bursa haber sitesi

Haber Takip Merkezi – Güncel ve Tarafsız Haber Sitesi – Ülkenin Nabzını Tutan Site

CHP’nin Brüksel Ziyareti ve Türkiye’nin AB Üyeliği İçin Umut

CHP'nin Brüksel ziyareti, Türkiye'nin AB üyeliği için yeni umutlar doğuruyor. Bu içerikte, ziyareti, sonuçlarını ve Türkiye'nin Avrupa ile ilişkilerini derinlemesine ele alıyoruz.

“`html

*Gülseren Onanç

Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü Nacho Sanchez Amor, CHP heyetiyle gerçekleştirdiği görüşmelerde, “Dünyada önemli bir dönüşüm yaşıyoruz; bu kritik dönemlerde CHP’nin Brüksel’deki varlığı büyük bir önem taşıyor” şeklinde ifade etti. Trump yönetiminin iş başına gelmesiyle dünya düzeninin köklü değişiklikler geçirdiği günümüzde, Brüksel yeni uluslararası düzenin oluşturulmasında kilit bir nokta haline gelmiştir. Bu tarihi dönemde, CHP Başkanı Özgür Özel liderliğindeki heyetin 4-6 Mart 2025 tarihlerinde Brüksel’de gerçekleştirdiği ziyaret oldukça kritik bir öneme sahipti. Ben de bu ziyareti gözlemci olarak takip ettim. Avrupa Birliği’nin (AB), Türkiye’deki demokrasi için verdiği desteklerin önemine yürekten inanan bir feminist aktivist ve Floransa merkezli Avrupa Üniversitesi Enstitüsü (EUI) Ulusötesi Yönetişim Okulu (STG) misafir araştırmacısı olarak, CHP’nin bu ziyaretini çok değerli bulmaktayım. Yoğun geçen iki günün ardından umut dolu izlenimlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Demokrasi, AB üyeliği için temel şart

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “AB, güvenliği için Türkiye’ye ihtiyaç duyuyor. Bu Avrupa için bir fırsat” mesajının Türkiye iç kamuoyunda etkili olması bekleniyor. Ancak Avrupalı yetkililerin bu açıklamaya nasıl yaklaşacakları benim merak ettiğim bir konu oldu. Rusya-Ukrayna çatışmasında, Trump yönetiminin askeri desteği sona erdirdiği durumda AB ve İngiltere liderlerinin, İngiltere Başbakanı Keir Starmer’in öncülüğündeki Londra’daki Ukrayna ve Kıtada Güvenlik Zirvesi’ne Türkiye’yi davet etmeleri, AB ile ilişkilerin yeniden güçlenmesi için bir fırsat sunuyor. Türkiye’nin askeri kapasitesi AB’nin savunma politikası açısından önem arz etse de, AB üyeliği için temel koşul ülkenin demokratik gelişimini sağlamasıdır. “Üyelik ve askeri işbirliği kavramları birbirine karıştırılmamalı. Müzakerelerin askıya alınmasının sebebi Kopenhag kriterlerinden uzaklaşılmasıydı. Türkiye’nin bozulmuş üyelik süreci, demokratik reformlarla yeniden canlandırılabilir” diyerek bir yetkili, AB’nin tutumunu açıkça ifade etti. Açıklamalardan ve vurgulardan anladığım kadarıyla, mevcut iktidarın demokratik reformlara ve Kopenhag kriterlerine dönüşü konusunda karamsar bir görüş hakim. Türkiye’nin BRİCS’e başvurması ise, iktidarın AB ile olan ilişkilerinden vazgeçtiği algısını güçlendirmiş durumda.

Polonyalı Parlamenter: “Mücadeleniz bize ilham veriyor”

Heyet görüşmeleri sırasında AB’nin Türkiye üyeliğine dair heyecanı anlamaya çalıştım. 2022 yılının Kasım ayında, kadın hakları aktivistleri, sivil toplum temsilcileri ve siyasetçilerle gerçekleştirdiğimiz Brüksel seyahatimizde, Türkiye’nin AB geleceğinde yer almayacağına ilişkin bir hisle geri dönmüştük. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek Türkiye’nin demokrasi dışındaki durumu, AB nezdinde önemsenmediği algısıyla izlenim bırakmıştı. Ancak geçen hafta AB’den edindiğim izlenimler farklıydı; Türkiye’nin mevcut iktidarının dışında farklı görüşlerin ve seslerin mevcut olduğunu görme fırsatı elde ettim. Özellikle S&D grubundan bir Polonyalı kadın parlamenterin “Mücadeleniz bize ilham veriyor” demesi, Avrupa’nın Türkiye’deki muhalefetten yüksek beklentilere sahip olduğunu göstermektedir. Görüşmelerin çoğu, Avrupa Parlamentosu’nun en büyük ikinci siyasi grubu olan Sosyalistler ve Demokratlar (S&D) ile gerçekleştirildi.

CHP’nin AB Vizyonu: Tam Üyelik

CHP heyeti, Genel Başkan Özgür Özel, Genel Sekreter Selin Sayek Böke, Genel Başkan Yardımcısı İlhan Uzgel, CHP Eskişehir Milletvekili ve KPK üyesi Jale Nur Süllü, ile Avrupa’nın sol sosyalist partileriyle yakın ilişkileri olan Şule Ertem Bucak’tan oluşuyordu. Heyette, dış ilişkilerde uzun yıllardır görev yapmış, uyumlu bir profesyonel ekip yer almakta. Genel Başkan Özgür Özel, CHP’nin AB ile ilişkilerde geçmişte bazı eksiklikler yaşadığını kabul etmesine rağmen, bu açıkları kapatmak için çaba göstereceklerini vurguladı. CHP’nin yeni yönetimi, Sosyalist Enternasyonal vasıtasıyla Avrupa’nın sol ve sosyal demokrat partileriyle sıkı ilişkiler kurmaya devam etmektedir. Bu gelişmeler sonucunda CHP heyeti, AB Parlamentosu Sosyalistler ve Demokratlar (S&D) grubu başkanı Iratxe García Pérez tarafından Parlamento grubuna davet edildi. Pérez’in, Özgür Özel’i ve heyetini Parlamento S&D grubunun kapısında güler yüzle karşılaması, son zamanlarda gözlemlediğimiz olumlu bir uluslararası ilişki tablosunu ortaya koymaktaydı. Özgür Özel, grup toplantısında yaptığı konuşmada, “Partimiz, demokrasiye, insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne saygılı bir Türkiye yaratmayı hedefliyor. Biz böyle bir Türkiye’nin hayalini kuruyor ve bunun için mücadele ediyoruz; tam AB üyeliği hedefliyoruz” dedi. Özel, AB’nin Türkiye ile olan ilişkisini göçmen pazarlıklarına hapsetmesini eleştirerek, “Türkiye’nin demokrasi kültürü, yeni AB üyesi aday ülkelerden daha ileri bir düzeydedir.” ifadesini kullanarak, Türkiye’nin diğer aday ülkelerin gerisinde anılmasını kabul edilemez buldu. Türkiye’nin AB üyeliği süreciyle Gümrük Birliği sürecinin birbirinden ayrı başlıklar olduğuna dikkat çeken Özel, durdurulan Gümrük Birliği güncellemelerinin bir an önce yapılması gerektiğini ifade etti. Türkiye’de AB üyeliğine olan kamuoyu desteğinin %66, gençlerde ise %72 seviyesine ulaştığını belirten Özel, “Önümüzdeki seçimler, AB’ye tam üyelik vizyonu taşıyan ve kararlılıkla demokratik adımlar atacak olan CHP ile Erdoğan arasında bir referandum niteliği taşıyacaktır.” dedi. AB Parlamentosunu temsil eden S&D grubu üyeleri ise, Türkiye’den Brüksel’e yapılan ziyaretlerin azaldığını ve farklı kesimlerin Brüksel’de daha fazla görünür olmasının AB-Türkiye ilişkilerinin canlanmasında büyük bir rol oynayacağını belirttiler. Bu ziyaret sırasında CHP, Brüksel Temsilciliği’ne yeni bir atama yaptığını duyurdu. Daha önce Brüksel’de çeşitli görevlerde bulunmuş ve yerel yönetimle ilgili deneyimleri olan yeni CHP temsilcisinin önümüzdeki aylarda oldukça yoğun bir gündemi olacağı ifade edildi.

Demokrasinin son kalesi: Şehirler

AB Bölgeler Komitesi, Türkiye’de yerel yönetimlerin lider partisi olan CHP ile güçlü ilişkiler geliştirmektedir. Komitenin Başkanı Kata Tüttö, genç ve dinamik bir politikacı olarak Macar asıllı Budapeşte Belediye Başkan Yardımcılığı yapmıştır. “Yerel yönetimler hayatta kalmanın anahtarıdır” diyen bu etkili kadın siyasetçi, “Şehirler demokrasi için son savunma hattıdır.” şeklinde sözlerini sürdürerek, merkezi otoriterliğe karşı şehir yönetimlerinin demokratik hakların korunmasında kritik bir rol oynadığını açıkladı. Ekrem İmamoğlu’nun Avrupa şehirlerinin belediye başkanlarıyla kurduğu yakın ilişkiler, hem Cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinde hem de CHP’nin AB vizyonunu hayata geçirme yolunda önemli bir unsur olacaktır. Diğer belediye başkanlarının Brüksel ve AB şehirleriyle kuracakları bağlantılar, Türkiye’nin AB üyeliği sürecinin yeniden canlanmasında etkin bir rol üstlenecektir.

Türkiye için bir yol haritası ve CHP’nin misyonu

AB Parlamentosu temsilcileri, Türkiye’nin AB tam üyelik yolculuğunda CHP’nin hukukun üstünlüğü, demokrasi ve özgürlüklerin savunucusu olarak sergileyeceği liderliği oldukça önemli buluyor. CHP’nin AB ile yakın temasta bulunması ve koşullarını savunması, Türkiye’nin AB üyelik sürecinin yeniden şahlanması açısından oldukça kıymetli bir katkı sağlayabilir. AB yetkilileri, ana muhalefet partisi CHP’yi Türkiye’nin demokratik dönüşümünde etkin bir ortak olarak değerlendirmektedir. Türkiye’de muhalefetin ortak hareket etmesi de AB yetkilileri tarafından dikkatle izlenen bir durumdur.

Aile fotoğrafında Özgür Özel

CHP Genel Başkanı’nın 6 Mart tarihinde Brüksel’de düzenlenen “Ukrayna ve Savunma” toplantısı öncesi S&D Grubu toplantısına davet edilmesi, AB’den gelen önemli bir mesaj niteliği taşımaktadır. AB Konsey Başkanı Antonio Costa, Alman Başbakanı Olaf Scholz, İspanyol Başbakanı ve Sosyalist Enternasyonal Başkanı Pedro Sanchez gibi birçok üst düzey politikacı ile yapılan buluşma ve sonrasında çekilen aile fotoğrafında Özgür Özel’in yer alması dikkat çekici bir detaydır. AB, Türkiye’nin üyelik sürecinde CHP’yi muhatap olarak almak üzere bir strateji geliştirmektedir. Özgür Özel’in kaleme aldığı yazıda, AB ile ilişkiler ve bu politikaların Brüksel ziyareti çerçevesinde ele alınmıştır. Benim gözlemlerim, CHP’nin tarihi bir sorumluluğa sahip olduğunu gösteriyor. Brüksel ziyareti, tekrar kaybettiğim umudu bulmamda büyük bir etkendi. Türkiye’nin AB üyelik sürecini yeniden canlandırabiliriz.

*SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği Başkanı
Avrupa Üniversitesi Enstitüsü Misafir Araştırmacı

“`